Vacip: Kelime anlamı gerekli ve lüzumlu olan, demektir. Farzın karşılığında bir terim olarak vâcip, sadece Hanefi mezhebinde vardır ve aynen farz gibi Allah’ın ya kendi kelâmıyla ya da Elçisinin sözüyle kesinkes yapmamızı istediği şeylerdir.
Farz ile aralarında fark vardır: Vâcibi anlatan emrin, ya Allah’ın Elçisine ait olup olmamasında, ya da istenen şeyin öyle mi, ya da böyle mi olduğunda, ufak da olsa bir şüphe vardır. Bu şüphe yüzünden farz derecesinden biraz aşağı düşmüştür. Ikinci bir fark, vâcibi inkâr eden, yine bu şüphe yüzünden dinden çıkmış olmaz, ancak günah işlemiş olur.
Bu yüzden kurban kesmek, farz değil de vâciptir. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Artık Rabb’in için namaz kıl ve boğazla.” (Kevser, 108/2)
denmektedir. “Kurban kesme ile namaz kıl” emri, yan yana geldiğinden “namaz kıl” emri, bazı alimlerce Bayram Namazı’na işaret sayılmış; bazılarınca da her gün kılınan beş vakit namaz olarak anlaşılmıştır. Böylece ayet-i kerimenin delaletinde ittifak maydana gelmediğinden Hanefiler’ce, Bayram Namazı farz değil vacip sayılmıştır.
Yine “kurban kes” emri bazılarınca, sadece Peygamberimize (asm) mahsus sayıldığından, ayetin dalaletinde ittifak sağlanamamıştır. Bunun için kurban, vacip kabul edilmiştir.
Vacip, amel bakımından farz gibidir. İşleyene sevap, özürsüz terk edene ceza vardır. Fakat i’tikad bakımından farz gibi değildir; inkar eden dinden çıkmaz.
Hz. Peygamber (asm)’in de
“İmkânı olup da kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın.” (İbn Mâce, Edâhı, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II/321)
şeklindeki ifadeleri konunun önemini ortaya koymaktadır. Bu ve benzeri nasslardan hareket eden Hanefi fukahâsı, kurban kesmenin vâcip olduğu görüşündedirler (Serahsî, el-Mebsût, Kahire 1324-1331, XII/8; Kâsânî, Bedâyîu’s-Sanâyi’, Kahire, 1327-1328/1910, V/61, 62; el-Fetâva’l Hindiyye, Bulak 1310, V/291).
Yorum Yap